Dünyanın son birkaç ayda yaşadığı, virüsün ortaya çıkması ve
hastalığın yayılma süreçlerine bakıldığında; 2020 yılı değil de ortaçağın
karanlığında yaşıyor olduğumuz hissine kapılıyoruz.
Çok gelişmiş bilişim ve teknoloji çağında, büyük füzeler
yapıp, ‘’düşmanı’’ öldürmek yada marsı
elde etme niyetindeyken, modern hastaneler kurmuşken, devasa üniversiteler açmışken,
koca koca unvanlar, insanların ego ve kibrini arşa değdirmişken . Bu hiç
olmadı, böyle olmamalıydı.
Oysa bu sistem, bazılarının zenginleştikçe zenginleşmesine,
ya da zenginleşenlerin heybesinden düşenlerle beslenenlere hizmet etmeye devam
etmesi gerekiyordu.
Birden dünyanın en modern şehirleri ıssızlaştı, Yıllık
milyarlarca dolar gelir yazan rüya destinasyonlarının yüzüne kimse bakmaz oldu.
Limanlar boşaldı, havaalanlarında uçaklar park yerlerine mahkûm kaldılar.
Zarar üstüne zarar yazan devasa şirketler, ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Ülkeler sınırsız destek paketleri açıklamaya başladı. (Sınırsız destek her ne
demekse.)
Dökme suyla değirmen döndürmeye çalışıyorlar. Esasen çarkın
uzun süre bu şekilde dönmeye devam etmesi imkansız fakat gidişattaki
olumsuzları gören ekonomi kurmaylarının ellerinden başka bir şey gelmiyor.
Modern liberalizmin kuruluş aşamasında ilk düğme yanlış
iliklendi. İliklenmeyen o ilk şey
İnsandı ve o ihmal edildi. Zaafı vardı, izin ihtiyacı vardı, doğum izni vardı
mazereti vardı, hata yapardı, daha neler neler. Hemen teknolojiyi devreye sokup
insanı devreden çıkarmak lazımdı ,o yapıldı.. Daha yoğun üretim yapıp ürünün
maliyeti ucuzlatıldı. Çok sattıldı çok kazanıldı. Bravo ..
Fakat ürünleri kimin alacağı konusu atlanmıştı, belli bir
dönem hizmet sektörü istihdamı idare etti ,Beyaz yakalılar da tamam ama bir
süre sonra bilgisayarlar da onların işini yapmaya başladı .Olmadı teşvik
verelim ,promasyon verelim kredileri ucuzlatalım eee sonra; böylece biraz daha
maçı uzattınız .
Fakat insan bu işte; hep bir arıza çıkarıyor, insan yaşlandı. Hani o insanları kenara iterek kazandığınız
ve bankalara doldurduğunuz paralardan bedava kredi vererek tüketimi arttırmak
mümkün olmadı. İşe yarasaydı 90’lı yıllardan bu yana negatif faiz veren Japonya’da
işe yarardır.
Otuz yıldır parasal genişleme politikaları uygulayan Japonya
istediği büyüme rakamlarına bir türlü ulaşamazken Nikkei endeksi bu 30 yıl
içerisinde 90 yılların seviyesine yaklaşamamış durumdadır.
Fed’in sınırsız destek politikası merkez bankası bilançolarını
aşırı büyüterek ekonomileri tamamen devlete yaslanır hale getirerek,
Japonya’nın konumuna düşürecektir. FED’in 2008 öncesi bilançosu 800 milyar
dolar civarından 3,5 trilyon dolara çıktıktan sonra şimdi ne kadara çıkacak ?
Allah biliyor.
ABD son açıkladığı sınırsız destek politikaları Hisse senedi
piyasalarında 2 günlük ralliye yol açarken altın fiyatlarını zıplattı. Yine
insan faktörünün göz ardı edilmesiyle ekonomiye can suyu olabileceği düşünülen
bu adımları Japonya modellemesi göz önüne alındığında 2019’un ABD borsalarının
artık geri dönülmez zirvesi olma ihtimali güçleniyor demektir.
Kapitalizmin insan faktörünü ihmal etmesi, Dünya nüfusunun
yüzde 3’ünün tüm gelirlerin yüzde 51’ine sahip olması benim gibi dünya
nüfusunun da yüzde 97’sinin kulağını tırmalıyor olmalı.
Ve en nihayetinde İnsan virüsten hasta oldu, Çalışmadı işe gitmedi,
tüketmedi ve öldü. Kapitalist yine şaşırdı neden, böyle olmamalıydı, ama oldu.
Bu yepyeni bir
dönemin başlangıcına neden olacaktır .İnsanı, ahlakı, adaleti hakkaniyeti merhameti
ve sevgiyi dışlayan ekonomik düzenlerin sona ermesinin başlangıcı.